Her ne kadar ülke gündeminde seçim olmasa da, Karabük çoktan seçim atmosferine girmiş durumda. Bunu bayram programlarında bir kez daha net bir şekilde gördük.
Tabi şimdi yazacaklarımız yine birilerinin hoşuna gitmeyecek, hatta şiddetle reddedecek. Çünkü kimse açık açık oynamıyor, saman altından su yürüterek hedefine ulaşmaya çalışıyor…!
Neden mi, nasıl mı?
Bana kimse Ak Parti’de birlikten, beraberlikten, kardeşlikten filan bahsetmesin. Çünkü Ak Parti Karabük’te adeta Fenerbahçe gibi. Yani hepsi kendine göre birer yaldız ve takım için değil kendileri için oynuyor. Son yaşanan olaylardan sonra teşkilatın paramparça olduğu, birçok İl Yönetim Kurulu Üyesinin aylardır toplantılara katılmadığı bile iddia ediliyor.
Milletvekilinin biri Ankara’dan gelen bir hizmet ya da yatırım için açıklama yapıyor, dakikalar geçmeden diğer vekilden aynı konuda ikinci bir açıklama. Bunlar yetmiyor, 5 dakika geçmeden İl Başkanından aynı konuda üçüncü bir açıklama…!
Partiler ve siyasiler artık basınla iletişimlerini Whatsap üzerinden kurdukları basın gruplarıyla sağlıyor. Grubun adı “Ak Parti Basın Grubu” ama açıklamalar yalnızca İl Başkanına ait. Mesela son yapılan haber paylaşımı teşkilat bayramlaşmaları üzerine. Lakin haberde yalnızca Sayın İl Başkanının açıklamaları yer alıyor. Pardon da, Cem Şahin ve Ali Keskinkılıç bir başka partinin milletvekili filan mı? Onların açıklamaları haberlerde neden yer almıyor? Hani önemli olan teşkilattı?
Planda belli hedefte. Hedef Şehzade Cem. Aynen 1459’da olduğu gibi….! Ne gariptir ki tarihteki Cem’in babası da Mehmet idi. Karabük ölçeğinde düşünürsek bizim Şehzade Cem’de 2’inci Mehmet’in oğlu. Çünkü Karabük’ün 1’inci Mehmet’i, Mehmet Ceylan…! Bu seferki hedef ise Ferhat ile Şirin’i buluşturmak değil, Ali ile Ferhat’tan bir liste yapmak..! Kafalardaki hesap listeye uyacak mı hep birlikte göreceğiz.
Gelelim anamuhalefet CHP’ye….
Orada da işler karma karışık! Parti tarihinin en başarılı ismi olan Belediye Başkanı köy derneğinin bayramlaşmasına katılıyor, lakin partisinin İl Başkanlığının düzenlediği bayramlaşma programına katılmıyor. Kimse bunun normal olduğu konusunda beni ikna edemez.
Ve MHP…
Bir partiden çok distribütörlük sistemiyle çalışan bir şirket gibi..! Distribütör, mağaza ya da şirketlere ürün tanıtan ve tedarik eden gerçek yahut tüzel kişilere verilen isimdir. Distribütör bu görevi, bir ürünün üreticisi ile dağıtım veya tedarik kanalındaki bir başka işletme arasında aracılık yaparak gerçekleştirir.
O da öyle yapıyor. Dağıtımı gerçekleştirmiş, pusuya yatmış bekliyor. Davaya ömrünü veren ağabeyler yanda oturuyor, distribütör hemen sağda! Bir MYK Üyesi, bir Genel Başkan Yardımcısı gibi adeta! Aracılarda; “Biz bu işten kazançlı çıkacağız” diye çırpınıp duruyor. Aslında onlarda biliyor emanetçi olduklarını ve bu ticaretin tuttuğu zaman bayiliklerin kendilerine kalmayacağını…!
Tüm bu değerlendirmeler ışığında sanırım finali şöyle yapabiliriz; o zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, hesaplar sandığa dar geldiğinde neler mi olur?
Kim ne plan yaparsa yapsın, kimin ne hesabı olursa olsun Ak Parti’nin 1 numarası değişmez. Ancak Ak Parti en büyük ilçe Safranbolu başta olmak üzere; Karabük merkez ve Eflani’yi yok sayan bir liste yaparsa ve de bunun üzerine birde Abla CHP’de 1 numara olursa en kötü ihtimalle 3 tane 1 olur. Hatta Abla 1 olmazsa 3 tane 1 daha rahat olur! Çünkü Ulukurt ininden ellerini ovuştura ovuştura çıkar, emanetçilerden emaneti alıp sahaya iner ve başta kardeşinin taraftarları ve yok sayılmış Eskipazar seçmenleri olmak üzere istemeye istemeye de olsa ona oy verir…!
Tabi bunlar an itibariye içerisinde bulunduğumuz duruma göre yaptığımız analizler. Gün ola harman ola. Kim derdi ki 2002’de Ak Parti Karabük’te 3-0 yapacak diye?