Özel İdare’ye 32 personel alınacak. Bunlardan bazıları; iş makinesi operatörü, iş güvenliği uzmanı ve kamyon şoförü gibi uzmanlık ve belge isteyen kadrolar. Dananın kuyruğu ise 8 kişilik beden işçiliği ve 4 kişilik çöp toplama işçiliği kadrolarında kopuyor.
Bu kadrolar için İŞKUR üzerinden yüzlerce başvuru yapıldı. Önümüzdeki günlerde ise mülakat yapılacak. Bölge milletvekilleri hassas. Alımların adil bir şekilde yapılmasını istiyor ve bu konudaki taleplerini de ilgili makamlara bildiriyor. Ancak duyumlarımıza göre; çaycısı ayrı, çorbacısı ayrı, fotoğrafçısı ayrı, şoförü ayrı beyefendilere himayelerinde barındırdıkları kadrolar yetmiyor olmalı ki el altından liste yapıyor! Zat-ı devletleri; “Ben valinin ve belediye başkanlarının üzerindeyim” diyebilecek kadar yüksek bir özgüvene sahip olduğu için, şimdiye kadarda kimse; “Sen ne yapıyorsun?” diye sormadığı için, kaybettirdikçe ödüllendirildiği için açıkçası bu iddialar bize tuhaf gelmiyor. Çünkü nasıl olsa başarı cezalandırılıyor, başarısızlık ödüllendiriliyor!
Bu ülke; koltuktan güç alanlarla değil, koltuğa değer katanlarla ilerler. Nasreddin hocanın kürkü misali, koltuğa gösterilen rağbeti kendisine gösteriliyor zannedip güç zehirlenmesi yaşayanlarla bir arpa boyu ileri gidemez. Yüce Rabbimizin affetmediği tek günah kul hakkı yemektir. Ne diyor yüce yaradan; “Kıyamet günü benim huzuruma neyle gelirseniz gelin, ancak kul hakkıyla gelmeyin…”
O nedenle Sayın Cem Şahin’e, Sayın Ali Keskinkılıç’a ve Sayın Ferhat Salt’a büyük görev düşüyor. Lütfen bu memleketin kuzularının kurtlara yem olmasına izin vermeyin. Bize göre bu mübarek ay içerisinde yapacağınız en büyük ibadet bu olur.
Hazır Özel İdare’den konu açılmışken Yenice’den bir konuyla devam edelim….Bir süre önce Yenice merkezde bir heyelan meydana geliyor. Heyelan neticesinde Atatürk Mahallesi’nde yaşanan göçüğün olduğu bölgede istinat duvarı çekilmesi ihtiyacı hâsıl oluyor. Belediyenin böyle bir gücü olmadığı içinde siyaset devreye giriyor ve Devlet Demiryollarının Çankırı’da ki yaklaşık 30 milyonluk bir projesi ilçeye kaydırılıyor.
Tabi duvarın çekilmesi için taş lazım. Bu arada Özel İdare Güney Köyü Camiyanı mevkiinde orman sınırları içerisinde kalan bir alanda yol genişletme çalışması yapıyor. Çünkü o bölgede yapılan köprüyü geçince karşınıza devasa bir kayalıktan oluşan viraj çıkıyor. İlçenin karar vericileri bir araya geliyor ve Orman İşletme Müdürlüğüyle bir görüşme yapıyor. Diyorlar ki; “Özel İdare burayı terk etsin ve belediye devam etsin”
Önce tamam deniliyor ve Özel İdare Orman İşletmesi’ne verdiği dilekçe ile alandan çıkıyor. Bunun üzerine istinat duvarı müteahhidinin iş makinaları bölgede çalışmaya başlıyor. Ancak bir bakıyorlar ki bölgede orman muhafaza memurları..! Önce tamam diyen Orman İşletme bu sefer “Nayır, nolamaz” diyor. Özel İdare; “O zaman biz geri dönelim ve çalışmalara devam edelim” diyor, ona da hayır.
Şimdi herkes ilçede cadı avına çıkmış durumda ve; “Bu işleri kim karıştırıyor?” diye araştırıyor. Bizi ilgilendiren bu değil. Siyaset onu kendi arasında araştırsın, tartışsın. Bizim derdimiz üzüm yemek. Firma şimdi bu taşı Melise Köyü’nden temin ediyor. Yani 25 git, 25 gel. Harcanan akaryakıta mı yanalım yoka kaybedilen zamana mı?
Şunun mantığını biri bana açıklasın; o kayayı Özel İdare kırabiliyor da, belediye neden kıramıyor? Hem yol genişleyecek, hem de oradan çıkan taşla istinat duvarı yapılacak. Yani bir taşla iki kuş vurulacak. Neyse, mübarek Ramazan’ın yüzü suyu hürmetine burada keselim….!
