Gündem maddeleri malum.
Peki, onlar ne mi?
Dünyalık makamlar, gelip geçici koltuklar.
Kısacası; “ Sen olacaksın, ben olacağım” kavgaları…!
Bunlardan biri İl Genel Meclis Başkanlığı. Geçmiş dönemde aralarında mücadele yaşanan iki ağabeyimizin bu dönemde bu göreve talip olduğu herkesçe malum. Çünkü kimse makamı, makam aracını maddi imkanları, havayı ve civayı bırakmak istemez. Ama insana şunları da sorarlar;
Bu partide sizden başka adam yok mu?
Diğer seçilenler dolgu malzemesi mi?
Başarının hiç mi mükâfatı olmayacak?
Dönem dönem tepkiler aldı. O dönemlerde bizde eleştirdik. Ancak bir gerçek var ki, bu seçimin en büyük galibi İl Başkanı Sayın Ferhat Salt. Çünkü adayların zaferi lokal, onun ki genel. Ben kendisinin yerinde olsam demokratik duruşumu sürdürmeye devam ederim. Yarın bir gün İl Genel Meclisi ile ilgili bir şikâyet geldiğinde de göğsümü gere gere; “Ben kararı size bırakmadım mı?” diye sorarım. Çünkü işler çıkmaz bir hal alınca fatura ona kesilecek. İl kongresinde ya da önümüzdeki seçimlerde herhangi bir makama aday olduğunda; “Başkanım biz size kırgınız, İl Genel Meclisi seçiminde bizi dışladınız, yok saydınız” diyecekler. En iyisi mi siz Erol Taş olmayın, Hulusi Kentmen olun…!
Çünkü geçmişte bunların sıkıntıları yaşandı. İsmail Altınöz döneminde Genel Merkezden koordinatör geldi, Ahmet Sözen kendisine; “Temayül yapın, ben çıkacak karara saygılıyım” deyince Altınöz desteklediği adaya oy bile kullanamadı. Çünkü 3 oyda kaldığını biliyordu. Ama o seçim Altınöz’ün milletvekili aday adaylığı döneminde kendisine büyük zararlar verdi. Durup dururken karşısında düşman blokları oluşturdu ve listeye giremedi.
Gelelim Belediye Başkan Yardımcılığı görevine; hasbelkader 15 yıldır birçok farklı partiden belediye başkanının yanında bulunduk, inan bu kadar değerli olduğuna hiç şahit olmadık. Kulisler, kafa kollar ve el enseler…! Bu nedir bu kadar Allah aşkına? Hele ismi geçen bazılarına bakıyorum, günlük gelirlerinin bir aylık başkan yardımcısı maaşından birkaç kat daha fazla olduğunu görüyorum ve o zaman iyice şaşırıyorum.
Bu ülkede amatör bir takıma teknik direktör olan hoca bile yardımcılarını kendisi getiriyor. Bırakında bu şehrin başkanı da yardımcılarına kendisi karar versin. Allah göstermesin, yarın başarısız olup da seçimleri kaybettiğinde fatura başkana mı kesilecek yoksa yardımcılarına mı? Herkes bilir ki, siyaset ekip ve kadro işidir.
Ben Sayın Başkanın yerinde olsam yardımcılardan önce bürokrasi kadrosuna neşteri vururum. Bunu yapar mı bilemem. Belki de; “Ben değişikliğe gitmeyeceğim, kendilerini ödüllendireceğim” de diyebilir. Çünkü kendisinin zaferinde; 15 yıl boyunca geçmiş dönem başkanını uyku moduna alıp, şehri düşünmek yerine kendisini düşünmeyi tercih eden birçok ismin payı var.
Ezcümle; samimi ve halisane niyetlerle yola çıkan ve tek gayesi bu şehre hizmet etmek olan gencecik bir belediye başkanımız var. Yanında siyaseten yıpranmamış yeni bir kadro var. Ha, içlerinde bizim sevdiklerimiz vardır, sizin sevmedikleriniz vardır. Ama herkesin sevgisini kazanıp oyunu alarak % 100 ile seçilen bir kadro komünist düzende bile yoktur. Onun için kredi verelim, şehrin huzur ve refahının devamına katkı sunalım. Ben şahsen öyle yapacağım. Ama tabi her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.