31 Mart’ta ortaya çıkan sonuçlar ister istemez belediyelerdeki sendikal hareketlere de yansıyor. Geçmiş dönemde Karabük Belediyesi başta olmak üzere il genelindeki belediyelere birkaç sorti yapan HİZMET-İŞ Sendikası bu dalışlarında Eskipazar ve Yenice Belediyelerinde yetki almayı başarırken hedefi ise il belediyesinde yapmaya hazırlanıyor. İşin ilginç yanı ise sendika adına faaliyetlerini sürdüren ekip, Belediye İş Sendikası’ndan çok kendi içindekilerle mücadele ediyor…!
Bizde adını yeni duyduk. Ankara’daki kaleleri birer birer kaybedince biranda Karabük’lülük ruhu kabarmış. Evet, bahsettiğimiz isim HİZMET-İŞ Sendikası Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Recep Dere…
Anlatılanlara göre arkadaş tereciye tere satıyor. Emeğin ve emekçinin başkentine, işçisinden emeklisine, kadınından çocuğuna tek yürek tek yumruk olarak düzenlediği eylemlerle hükümetleri dize getiren, Karabük’ün ismini tüm dünyaya duyuran insanlara sendikacılık öğretmeye çalışıyor. Anlatılanlara göre Genel Başkanın sendikasının şube başkanı olmasını da fırsat bilerek konfederasyona bağlı sendikaların Karabük yöneticileri üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor, huzuru bozuyor.
Tabi bu beyefendinin bu tavırları sergilemesinin nedeni içindeki Karabük aşkı filan değil. Peki ne? Nasıl, Karabük’te Ak Parti’nin kazandığı belediyelerdeki çalışanlar hükümete yakınlığıyla bilinen HİZMET-İŞ Sendikasına sempati duyuyorsa, bu arkadaşın geçmişte örgütlü olduğu Ankara’daki belediyelerde çalışan işçilerde CHP’ye yakınlığıyla bilinen Belediye İş Sendikasına ilgi duyuyor. Hal böyle olunca da Dere, dereye batıyor. Önce üye sayısı azalıyor, sonrada doğal olarak profesyonel yönetici sayısı. Beyefendi de bu açığı Karabük’ten kapatmaya çalışıyor. Yani Karabük merkez ve ilçelerdeki belediye çalışanlarının Karabük’te kurulacak bir şubeye değil de, Ankara 2 Nolu Şubeye üye olmasını planlıyor.
Sayın Recep Dere; bu memlekete sendikacılık öğretmek kimsenin haddi değil. Siz kısa donla gezerken Enver Kaya’lar, Şükrü Korkmaz Gider’ler, Mehmet Ali Bölek’ler, Metin Türker’ler ve daha niceleri bu ülkeye sendikacılık öğretiyor, Türk işçi hareketi adına destanlar yazıyordu. Kaldı ki bu kentte bir örgütlenme yapılacaksa da bu sana düşmez. Çünkü Karabük; senin genel başkanının konfederasyondaki sağ kolu, hem de Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Yunus Değirmenci’nin kalesi. Onun Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı da yine bir Karabüklü olan Mustafa Kılıç. Ha keza HAK-İŞ İl Başkanı Kenan Yılmaz’da kısa sürede şehir genelindeki birçok haddehanede teşkilatlanarak bu işlerde ne kadar mahir olduğunu gösteren genç jenerasyonun yıldız isimlerinden biri. Uzun lafın kısası; Sayın Recep Dere, bu dereden sana balık çıkmaz. O nedenle git, kendi çöplüğünde oyna…!
Son olarak; tabi hareketlenmeler başlayınca siyaset kanadının gelişmelere nasıl baktığını da araştırdık. Görüştüğümüz üst düzey isimlerin net iki mesajı şu; “HİZMET-İŞ bizim belediyelerimizde teşkilatlanacaksa Karabük’te şube kurulacak, Rıza Taşdelen’de Şube Başkanı olacak. Biz işçimize Karabük’te şubesi olan bir sendikadan ayrılıp Ankara’daki bir şubeye ya da Kastamonu’daki bölge temsilciliğine üye olun diyemeyiz. Karabük’te bir kalenin düşmesine müsaade etmeyiz. Çünkü biz, Karabük’te kurulacak şubenin yalnızca Karabük özelinde kalmayacağına, çevre illerdeki belediyelerde de teşkilatlanacağına inanıyoruz….”