Ünal Mühendislik

ARTIK ÖNÜMÜZE BAKMA ZAMANI

Yayınlanma Tarihi :
ARTIK ÖNÜMÜZE BAKMA ZAMANI
Demir Petrol

Aslında hepimiz çok umutluyduk. İsmi açıklandığında Karabük’te pozitif bir enerji yaratmıştı. Önceki görevlerindeki başarılarına bakarak, yalnızca KARDEMİR’e değil şehrimize de hocalık yapabileceğini ve onun önderliğinde Karabük’ün kabuğunu kırabileceğine inanmıştık. Çünkü başta KARDEMİR olmak üzere şehrimizdeki sanayiciler katma değeri yüksek ürünler üretmek istiyordu ve bu konuda savunma sanayiine yönelik yapılacak üretimler çok önemliydi.

Ama olmadı. Ne yazık ki şehirle o entegrasyonu sağlanamadı. KARDEMİR bu şehre yapacağı yatırımlarla değil, Aliağa’da yapılacak, uçuk-kaçık ve şirketi uçurumdan aşağıya yuvarlayacak yatırımlarla gündeme geldi. KARDEMİR, şehrin yönetiminden habersiz Endüstri Bölgesi kapsamına aldırılarak Karabük Belediyesi onmilyonlarca lira zarara uğratıldı.

Türk Sanayisinin anasında çay atıklarının ekonomiye kazandırılma projeleri konuşuldu. Takım elbise ve pide faturaları, adına danışman denilen sıradan personellerin ellerinde şirkete ait kredi kartları olduğu iddiaları gündeme bomba gibi düştü ve uzun süre konuşuldu. Bir taraftan “tasarruf” adı altında makam araçları toplanırken diğer taraftan müdürlük üzerine müdürlük kuruldu, yeni gelenlere lojmanlar tefriş edildi.

Başarısızlıktaki en büyük etkenlerden biri de hiç şüphesiz ki şehrin ve sektörün dışındaki liyakatsiz isimlerin adeta genel müdür gibi görev yapmasıydı. Tabi şehirden yanlarına aldıkları bazı isimlerin her yaptıklarına; “Siz ne yaparsanız doğrudur” felsefesi de bu günlere gelirken işin kaymağı oldu.

Biz KARDEMİR’i mamul ihracatı yapacak diye beklerken, onlar bol bol yetişmiş beyinlerimizi ihraç etti, yerlerine de kamyonla liyakatsiz ve sektörü bilmeyen isimler ithal etti. Sonuç mu? Geçen yıl 4 milyar zarar, bu yılın ilk 3 ayında da 1.5 milyar zarar….!

Tabi bu iş böyle gitmeyecekti. Birileri “Kral çıplak” diyecekti. Öylede oldu. Sarayın prensi ile Karabük’ün şehzadesi omuz omuza verdi ve düğmeye bastı. Genel kurul öncesi saraydaki görüşmeye onu da çağırdılar. Bir müddet zaman kazandı. Çünkü Reis vefalı adamdı. Ancak Prens ve Şehzade frene basmadı, ısrarla işi kovaladı. Çünkü işler her geçen gün daha da kötüye gidiyordu. İddialara göre geçen hafta İstanbul’daki Yönetim Kurulu Toplantısında Ankara’nın zirvesinden telefon geldi ve “İstifa et” denildi. O da bir hafta süre istedi ve bu Cuma istifasını verdi.

Şimdi birileri diyebilir ki, “Siyaset bu işe neden karışıyor?” Peki, bu isimleri zaten siyaset getirmedi mi? İşlerin kötüye gitmesi halinde bunun faturasını siyaset ödemeyecek mi? Ayrıca şöyle bir dünya yok; işler kötü gidince “Devlet nerede, gelsin bizi kurtarsın”, işler iyi gittiğinde ise; “Siyaset ne karışıyor, burası borsaya açık bir şirket..”

 

Peki, bundan sonra ne olacak?

Gözüken o ki Sayın Alparslan Bayraktar kontrolü elinde tutacak, kendisi KARDEMİR Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı gibi görev yaparken, Sayın Muhammet Ali Oflaz’da KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanlığı yapacak. Bunu yapılan atamalarla da zaten belli etti. Çünkü yeni Yönetim Kurulu Başkanı gerek KARDEMİR döneminde, gerekse de Enerji Bakanlığı döneminde kendisine son derece yakın bir teknokrat. Yönetime atanan diğer isim ise zaten danışmanı. Son isim mi? Sektörden ve hissedarlardan biri olma ihtimali yüksek. Ama burası Türkiye. Çok beklemeyiz, görüşmeler devam ediyor, o da bu hafta belli olur.

Artık önümüze bakma, şirketi derleme ve toparlama zamanı. Yeni Yönetim Kurulu Başkanı şirketi ve bölgeyi bilen genç ve başarılı bir isim. Ha keza yönetimde; Prof. Dr. Arif Nihat Güllüoğlu, Prof. Dr. Ercümend Arvas ve Prof. Dr. Mehmet Cahit Ensari gibi sektörün duayeni hocalarımız var. Kamil Güleç gibi şirketin yürüyen hafızası bir büyüğümüz var. Ömer Demirhan ve Mustafa Aydın gibi eğitimli, genç yaşlarına rağmen üst düzey görevler üstlenmiş başarılı finansçılarımız var. En önemlisi de Ankara’da bu yönetime tüm kapılara açacak bir isim var. Bu şirket yönetimin siyaset tarafından belirlendiği dönemde en kavgasız gürültüsüz ve huzurlu günlerini onun döneminde yaşadı. İnanıyoruz ki bu istikrar yeniden sağlanacak.

Tabi yönetimdeki değişikliğin profesyonel kadroya da etki edeceği aşikâr. Hep birlikte yaşayacak ve göreceğiz. Umarız şehrimiz ve ekmeğiyle büyüdüğümüz şirketimiz için en hayırlısı olur. Bizim için önemli olan bacaların tütmesi, 85 yıldır olduğu gibi bu şehrin çocuklarının bu fabrikadan evine ekmek getirmesi. Ama lütfen bu şehrin çocuklarının….!

 

YORUM YAP