1995 seçimleriydi…. Bugünlerde başarıları kitaplaştırılan dönemin siyasi büyüğü; Araç Çayı tersine aksa da fabrika kapanacak” demiş, Karabük’te hain ilan edilmiş ancak ona rağmen Başbakan Çiller’in partisinin listesinin tepesine oturmuştu. 2’inci sıra o dönem siyasetinin yeni yıldızı Niyazi Güneş, 3’üncü sıra ise kadrolu adaylık noktasında ağır ağır ilerleyen malum şahıs idi.
Henüz mesleğe yeni başlamıştık. Kimin kim olduğunu bile bilmiyorduk. İsmetpaşa’daki karşılamanın ardından Yeşilmahalle’de düzenlenen ilk kahve toplantısında bizzat partililer dönemin büyüğünün suratına yırttıkları parti üye kartlarını fırlatıp; “Sen buraya ne yüzle geldin” deyince hemen devreye girdiler ve ; “Sen Sosyal Tesislerde otur, Ankara’dan para getir, tayinleri ve torpilleri yap ve gerisini bize bırak” dediler.
Canına minnetti Sayın dönemin büyüğünün. Keyfi gıcırındaydı. Zaten sahaya çıkıp çalışmayı da hiç sevmezdi. Bizde her gün yanına röportaja giderdik. Bizim her röportaja gittiğimizde arkasında siyah pazar poşetiyle duran biri vardı. Çekimler bitince ona döner; “La Kemük, bu uşaklar delikanlı adamlar, bu çocuklara biraz harçlık ver de gidip eğlensinler” der, o da “Emredersin BUBA” diyerek, o dönemde 5’lik banknotlar bile olmadığı için 1000’lik banknotlar halinde o zamanın parasıyla her defasında bize 100 bin lira verirdi.
Dönemin büyüğünün yan köylüsü, partinin İl Sekreteri, aynı zamanda da siyasi bubasının kasasıydı o zamanlar. Genel Merkezden 300 bin dolar gibi büyük bir para gelmişti ve sağlam bir kasaya ihtiyaç vardı çünkü…!
Aynı şahsı bir dönem sonra 1999 seçimleri öncesinde yine sahnelerde gördük…! DYP’de önseçim var idi. Listenin 1’inci sırası için iddialı isimler ise dönemin Safranbolu Belediye Başkanı Mustafa Eren ve KARDEMİR’in özelleştirilmesinde büyük katkıları bulunan Kamil Güle idi.
Bubası bu sefer değişmişti. Masadaki hesap sandığa uymuyor, Kamil Bey her şeye rağmen 1’inci sırada çıkıyordu….!Önce merkez oylarında Kamil Beyi bölmek için, dönemin en popüler siyasetçisi olan ve “Yerli Çiller” ismini taktıkları Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Fatma Şirin’i sahneye sürdüler ve aday adayı yaptılar. Ama bu da onları kurtarmıyordu..!
Ön çeçimden bir akşam öncesiydi. Dönemin İl Başkanı, birçoğumuzun okullar doktoru İbrahim Koruklar her zamanki gibi Mühendisler Kulübü’nde 2 birasını içmiş ve çoktaaann masada uyumaya başlamıştı. Kemuk her zamanki gibi yılan gibi masaya yanaştı ve doktoru hafif dürterek uyandırdı. Koruklar; “Buyur evladım” deyince; “Buba Genel Merkezden adamlar geldi, evrak eksikmiş” deyince rahmetli bir muhtar edasıyla belinden mührü çıkarttı ve onun istediği yere bastı. Peki, o neydi? Mustafa Eren’e önseçim garantileten yeni delege listesi….!
Bunları neden yazdım?
Bu akşam duydum ki bu zat-ı muhterem için bugün bir partiye katılım töreni düzenleniyormuş. En hafif tabir ile “Tükenmişlik sendromu” olarak tanımlarım. Gözüken o ki, Kemik sevdası birilerinin içinde uhde kalmış ve yarım kalan aşklarını tamamlamak istiyor…!
Tabi bu arada şu soruyu da sorarız; bir önceki seçimde, son gece adamı bulamadınız ve adam sabah Ak Parti 4’üncü sıradan çıktı. Peki, Ak Parti bu seçimde kendisine 1 ya da 2’inci sırayı verseydi, bu şahıs bırakın MHP’nin olduğu Fatih Çarşısı’nı, Ankara ( İnönü) Caddesi’nden geçer miydi? Peki, hiç sordunuz mu Muhtarlar Derneği Başkanı seçilirken, kaç muhtardan kaçının oyunu aldığını?
Gelelim resmi oylara; Merkez ilçenin toplam oy sayısı 93 751. Bunların yalnızca 14.024’ü köylerin oyu. Köylerin toplam oyu, 1 il genel meclis üyesi bile çıkartmayı garanti etmezken, denize düşen yılana sayılır misali bu hezeyan neyin nesi?
Bu adam o kadar muteber, o kadar makbul ve kimse keşfedemedi de, siz keşfettiniz öyle mi?
Tencere ve kapak….!
Sahte evraklarla hak etmeyenleri emekli etmekten yargılanan profesyonelleri bir yerlere Yönetim Kurulu Üyesi yapanların, yanında çalışanlar üzerinden yöneticisi olduğu kurumlardan kredi çekerek garibanların ocağına incir ağacı dikenler için rozet takma merasimi düzenlemelerine şaşırıyor muyuz? Tabi ki hayır.
Aynası iştir lafa bakılmaz. Çünkü aynı beyler daha önce de, kendilerine oy verenleri resmî yazı ile mensup oldukları partilere şikâyet eden, ancak kendileri de çalıştıkları kurumlardan hırsızlık nedeniyle işten atılan şahısları işe almışlar, hatta genel müdür yapmaya kalkmışlardı.
Şuna eminim; “Ben kimi ya da kimleri aday gösterirsem göstereyim seve seve oy verecekler” mantalitesi bu sefer işlemeyecek. En azından ben ve çevrem; davamız ve liderimiz için İl Genel Meclisi’nde malum şahsa rağmen oy verecektik ama bize o şansı bile tanımadılar. Ben Milliyetçi Hareket Parti’sine oy veririm. Ama ben asla; Milliyetçi Adalet Partisi’ne, Milliyetçi Doğruyol Partisi’ne, ya da Milliyetçi Demokrat Parti’ye oy vermem. Hele sokakta kalıp, sırf makam ve mevki için son dakikada partiye montajlanan adama hiç oy vermem..!
Adam pişkin pişkin kahkaha atıyor, “Kemik’te çok beğendi” diyor…!
O zaman kurtlanın, bitlenin, çürüyün, ben size ne diyeyim ki…….!
Ezcümle; 6 ay geçmeden Ak Parti’ye geçer. İhraç ettikleri Ahmet Sözen’e düzenledikleri gibi ona da tören düzenlerle ve rozetini bizzat Sayın Cumhurbaşkanı takar. Sizde arkasından izlersiniz….!